İşitme, dünyayla bağ kurmamızı sağlayan en temel duyularımızdan biridir. İnsanlar arası iletişimden sosyal bağlara, zihinsel işlevlerden duygusal refaha kadar birçok alanı destekleyen işitme duyusu, kaybı durumunda yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya genelinde 1,5 milyar insan işitme kaybı yaşamaktadır. Ancak bu durum, doğru destekle yönetilebilir ve bireylerin hayata daha güçlü bir şekilde bağlanması sağlanabilir.
İşitme kaybı yalnızca bir duyusal eksiklik değildir; bireylerin sosyal, duygusal ve bilişsel alanlarını etkileyen bir durumdur:
İşitme kaybı, bireylerin iletişim kurmasını zorlaştırabilir. Özellikle kalabalık ve gürültülü ortamlarda konuşmaları takip etmek güçleşir, bu da sosyal etkinliklerden uzaklaşmaya ve yalnızlık hissine neden olabilir.
İletişim zorlukları, stres, kaygı ve depresyon gibi sorunlara yol açabilir. İşitme kaybını kabul etmeyen bireylerde bu etkiler daha belirgin hale gelir.
Araştırmalar, işitme kaybı ile bilişsel gerileme arasında güçlü bir bağlantı olduğunu göstermektedir. İşitme kaybı, beyin aktivitelerinin azalmasına neden olabilir ve bu durum demans riskini artırabilir.
Hayatın ilk yıllarında dil ve iletişim becerilerinin gelişimi için işitme kritik bir öneme sahiptir. Bu dönemde işitme kaybı, konuşma ve dil gelişimini geciktirebilir. Erken tanı ve müdahale yapılmazsa, çocukların çevresiyle iletişim kurma becerileri kısıtlanabilir. İşitme cihazları, koklear implantlar ve yardımcı dinleme teknolojileri, çocukların iletişim becerilerini geliştirmelerine büyük katkı sağlayabilir.
İşitme kaybı yaşayan çocuklar, okul ortamında öğretmeni anlamakta, dersleri takip etmekte ve arkadaşlarıyla iletişim kurmakta zorlanabilir. Bu durum özgüven kaybına ve akademik başarının düşmesine neden olabilir. Yardımcı dinleme teknolojileri ve sınıf içi çözümler, bu dönemde önemli destekler sunar.
İşitme kaybı olan bireyler, iş yerinde telefon görüşmeleri veya toplantılar gibi iletişim gerektiren durumlarda zorluklar yaşayabilir. Ancak işitme cihazları, bu bireylerin iş ortamında daha etkili olmalarını sağlayabilir.
Yaşlı bireylerde işitme kaybı, sosyal izolasyon ve yalnızlık hissine yol açabilir. Bunun sonucunda bilişsel gerileme riski artabilir. İşitme cihazları ve sosyal destek bu süreçte bireylerin yaşam kalitesini artırabilir.
Modern işitme cihazları, bireylerin işitme kaybını daha etkin bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur. Ancak her bireyin ihtiyacı farklıdır. Bazı cihazlar temel işitme destekleri sunarken, yapay zeka ile donatılmış cihazlar daha gelişmiş özelliklerle kullanıcı deneyimini artırabilir. Örneğin, yapay zeka destekli cihazlar, ortam seslerini analiz ederek kullanıcıya en uygun ses profillerini sunabilir ve gürültülü ortamlarda konuşmaları netleştirebilir.
Bununla birlikte, yapay zeka teknolojileri kullanmayan işitme cihazları da binlerce insanın hayatını olumlu yönde değiştirmeye devam etmektedir. Bu cihazlar, bireylerin işitme yetilerini destekleyerek sosyal hayata daha etkin bir şekilde katılmalarını sağlar. Dolayısıyla, bireyin ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına uygun bir cihaz seçmek önemlidir.
İşitme kaybı, bireylerin sosyal, duygusal ve bilişsel yaşamını olumsuz etkileyebilir. Ancak erken tanı, doğru tedavi yöntemleri ve uygun işitme cihazlarıyla bu etkiler büyük ölçüde yönetilebilir. İşitme kaybı yaşayan bireylerin yalnız olmadığını ve modern çözümlerle yaşam kalitelerini artırabileceklerini unutmamak önemlidir.
Odyomed olarak, işitme kaybı alanında her yaştaki bireye kapsamlı hizmetler sunuyoruz. İşitme kaybının değerlendirilmesinden işitme cihazı uygulamalarına, koklear implant çözümlerinden işitme kaybının yarattığı konuşma problemlerinin rehabilitasyonuna kadar geniş bir yelpazede çalışıyoruz. Çocuklardan yaşlılara kadar herkesin ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş çözümler sunarak bireylerin hayata bağlanmasına yardımcı oluyoruz.
Unutmayın: İşitme yalnızca bir duyusal işlev değil, bireyin hayata bağlanmasını sağlayan temel bir araçtır. İşitme sağlığınızı koruyun, çünkü işitmek hayata bağlanmaktır.
Sanılanın aksine işitme kaybı durumu sadece sesleri hiç duyamamak ya da çok ağır bir duyma sorunu yaşamak demek değildir. İşitme kaybı değerlendirmesi esas olarak frekans bazında, her frekansta ayrı olarak değerlendirilir.
Bunu şöyle açıklayabiliriz:
Doğada her sesin denk geldiği ortalama bir frekans ve dB aralığı vardır. Birey işitme kaybını hangi frekansta, ne şiddette yaşıyorsa, o frekansa denk gelen sesleri duymakta zorlanacaktır. Örneğin yüksek frekans kaybı yaşayan bir insan kalın (bas) sesleri daha iyi duyarken, ince (tiz) sesleri daha zor duyar veya bazı durumlarda duyamaz. Ya da genel bir işitme kaybı (tüm frekanslarda kayıp) yaşayan bir birey her türlü sesi duymakta güçlük çeker.
İşitme kaybı daha başlangıç seviyelerindeyken dahi biraz dikkatle kendini bir çok noktada belli edecektir. İşitme sorunu yaşayan bir insandaki temel belirtilerden bazıları şunlardır:
Sesleri ve konuşmaları duymakta zorluk çeker.
Sesi duysa dahi kaynağının ne olduğunu bilemez ya da ne söylendiğini anlayamaz.
Kalabalık ve gürültülü ortamlarda algılama sorunu artar.
Televizyonun sesini duymak ve telefonla görüşmekte oldukça zorlanır.
Seslerin hangi yönden geldiğini anlayamaz. (Yön tayini problemi)
Son olarak ise kişide yukarıdaki etkenlere bağlı asosyallik, toplumdan uzaklaşma ve asabiyet meydana gelir.
Goodman Sınıflandırması, işitme kaybını işitme eşiklerine göre farklı derecelere ayırır. Sınıflandırma şu şekildedir:
Farklı derecedeki işitme kayıpları birbirinden farklı zorluklara neden olur. Aşağıda bu zorluklar detaylı olarak açıklanmıştır:
Bu düzeyde bireyler genellikle normal konuşmaları duyarlar, ancak düşük sesli veya uzak mesafeden gelen konuşmaları anlamakta zorlanabilirler.
Bu seviyede Derecede bireyler, günlük konuşmaları duymakta daha belirgin zorluklar yaşar ve sessiz ortamlar dışında iletişimde zorlanabilirler.
Bu seviyede işitme kaybı olan bireyler, günlük konuşmaları anlamak için daha yüksek seslere ihtiyaç duyarlar.
Bu derecede bireyler, yalnızca yakın mesafeden yüksek sesle konuşmalarla iletişim kurabilirler.
Bu seviyede bireyler, işitme cihazları olmadan konuşmaları anlamakta tamamen zorlanırlar.
Bu seviyede işitme kaybı olan bireyler, yalnızca çok yüksek sesleri veya titreşimleri hissedebilirler. Alternatif iletişim yöntemleri gerekebilir.
Goodman Sınıflandırması, işitme kaybının derecelerini anlamamıza ve her seviyedeki bireylerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları belirlememize yardımcı olur.
İşitme kaybıyla yaşayan çocukların okula uyum süreci, çocuğun işitme kaybının derecesine, yaşına, öğrenme şekline ve destekleyici önlemlerin varlığına bağlı olarak değişir. Bunun yanında işitme kaybıyla yaşayan çocuklar, uygun destek programları ve yönlendirmeyle başarılı bir şekilde okula uyum sağlarlar.
Çocuğun okula uyum sürecinin sağlanmasında işitme kaybının erken tanılanması çok önemlidir. İşitme cihazları veya koklear implantlar gibi işitme yardımcı cihazlar, çocuğun işitsel iletişim yeteneklerini desteklemek için uyum sürecinde kullanılabilir. İşitme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur ve çocuğun okula uyum sürecini destekler.
İşitme kaybı olan çocukların okula uyum sürecinde, öğretmenler ve diğer okul personeli önemli bir rol oynar. Öğretmenlerin işitme kaybıyla ilgili farkındalığı artırılmalı ve gerekli eğitim ve kaynaklar sağlanmalıdır. İşitme kaybı olan çocuklar için sınıf içinde ve derslerde destekleyici önlemler alınmalıdır. Oturma düzeni, görsel materyallerin kullanımı, yardımcı ekipman kullanımına dikkat edilmelidir. Ayrıca öğretmenler çocukların birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlamalı ve çocuklara da bu konuda motivasyon kazandırmalıdırlar.