Çocuklarda işitme kaybı, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, dünya çapında yaklaşık 34 milyon çocuğun işitme kaybı yaşadığı tahmin ediliyor. Bu işitme kayıplarının %60’ı enfeksiyonlar ve çevresel faktörler gibi önlenebilir nedenlerden kaynaklanıyor. İşitme kaybı, çocukların dil gelişimi, okul başarısı ve sosyal ilişkileri üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabiliyor.(1)
Araştırmalar, çocuklarda işitme kaybının başlıca nedenleri arasında “orta kulak iltihabı” ve diğer enfeksiyonların olduğunu gösteriyor. Orta Kulak iltihabı, bebeklerde ve küçük çocuklarda en sık görülen hastalıklardan biridir (2,3) ve 3 yaşına kadar çocukların %75’i, en az bir kez bu rahatsızlığı geçirmektedir. (4)
Yenidoğan ve okul çağı çocuklarda işitme kaybı, sosyoekonomik ve bölgesel farklılıklara göre değişiklik gösteriyor. Dünya genelinde her 10.000 bebekten 13,3’ü işitme kaybı ile doğuyor. Bu oran, çocuk 5 yaşına geldiğinde edinilmiş durumlar nedeniyle 10.000’de 28,3’e yükseliyor. (4)
Türkiye’de ise *Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı* sayesinde, 1000 canlı doğumda 1ila 3 bebekte işitme kaybı tespit ediliyor. Bu tarama programı, işitme kayıplarını erken teşhis ederek, gerekli müdahalelerle çocukların dil ve konuşma gelişimini etkilemeden tedavi edilmesini amaçlıyor. Ülkemizde doğan bebeklerin %95’ine bu testler uygulanarak işitme kaybı erken dönemde tespit edilerek, sağlıklı sosyal ve bilişsel gelişimleri destekleniyor. (5,6)
Türkiye’de okul çağı çocuklarındaki işitme kaybı görülme sıklığı ise 1000 çocuk da 9 seviyesinde. Bu oran, *Okul Çağı Çocuklarda İşitme Tarama Programı* kapsamında, 81 ilde ilkokul birinci sınıf öğrencilerine yapılan işitme taramaları ile tespit ediliyor. Bu program, işitme kaybını erken teşhis edip tedavi etmek için önemli bir adım olarak kabul ediliyor.(7)
Sonuç olarak, işitme kaybı hem dünyada hem de Türkiye’de ciddi bir sorun. Ancak, yenidoğan ve okul çağı çocuklarında yapılan düzenli tarama testleri, işitme kaybını erken dönemde teşhis ederek dil gelişimini yaşıtlarına uygun şekilde sürdürebilmelerine olanak tanıyor. Bu testlerin düzenli yapılması, işitme kaybının olumsuz etkilerini en aza indirmek açısından da büyük önem taşıyor.
Kaynak